Naif, babacan, aileci ve işinde mahir bir takı tasarımcısı olan Osman, şimdilerde Beykoz’da bir kuyumcu dükkanı işletip ailesinin geçimini sağlamaktadır. İstanbul’a bir iki kuşak önce gelip yerleşmişlerdir. Yine Beykoz’da bahçeli, mütevazı evinde eşi Hülya ve kızı Aylin’le huzurlu bir hayat sürer. Namzet’le birlikte fiziksel olarak büyümüş fakat ortak olsa da ticari olarak birlikte büyüyememişlerdir. Namzet’in babası Ziya Horanta ikisinin de ustasıdır. Fakat Ziya Usta, Osman’ı Namzet’ten bir adım daha başarılı bulduğu için tasarım hususundaki icazeti Osman’a vermiştir. Namzet, yaptıkları bir sonrası Osman’a kazığını atmış ve hem maddi hem de manevi olarak Osman’a en ağır darbeyi vurmuştur. Namzet’in hayatında açtığı bu ağır hasar sonucu Osman Necipoğlu, mahalle kuyumcusu olarak çalışmaya devam eder. Dürüst, mert, iyi niyetli bir aile babası olsa da Namzet söz konusu olunca hırsına engel olamaz. Bu da onun zayıf noktasıdır. Hakkını helal etmez ve kısasa kısas deyip kendisi gibi itibarı, şerefi sıfırlandığını görmek için kıyasıya mücadele eder. Namzet’in gerçek yüzünü cümle aleme göstermek için and içmiştir.
