Gönül Dağı, altıncı sezona güçlü bir giriş yaparken izleyicilerin gönlünü kısa sürede kazanan yeni karakteriyle de gündemde. Dizinin eğlenceli ve dobra ismi “Deli Kadir”, ilk bölümünden itibaren seyircinin ilgisini çekmeyi başardı. Kadir’e hayat veren Emrah Kaman, rolüne hazırlık sürecinden setteki ilk gün heyecanına kadar birçok konuda düşüncelerini paylaştı.
Emrah Kaman: “Kadir, kahkahalarla güldürecek ama bazen de hüzünlendirecek”
Gönül Dağı dizisine Taner’in teyze oğlu Kadir karakteriyle katılan Emrah Kaman, verdiği röportajda bu rolün kendisi için özel bir deneyim olduğunu söyledi. Oyuncu, Kadir’in saf kalbi, dobra tavırları ve sürprizlerle dolu yönleriyle seyirciyi hem güldüreceğini hem de zaman zaman duygulandıracağını ifade etti. Ayrıca setteki samimi ortamdan, Anadolu kültürünün kendisine kattığı değerlerden ve seyircinin kalbine dokunmanın oyunculukta en büyük motivasyonu olduğundan bahsetti.
TRT 1’in beş sezon boyunca her hafta izlenme rekorları kıran dizisi Gönül Dağı’na altıncı sezonda transfer oldunuz. Teklif geldiğinde neler hissettiniz?
Açıkçası çok mutlu oldum. Çünkü Gönül Dağı, uzun yıllardır seyirciyle güçlü bağ kurmuş, hikâyesi samimiyetle işlenmiş bir dizi. Bana teklif geldiğinde, “Benim de bu hikâyenin bir parçası olmam çok güzel olur” diye düşündüm. Üstelik Anadolu’nun sıcacık insanlarını anlatan bir yapının içinde yer almak bana çok cazip geldi.
Gönül Dağı’nda Taner’in teyzesinin oğlu Kadir’i canlandırıyorsunuz. Kadir lakabıyla ‘Deli Kadir’… Biraz da sizden dinleyelim…
Kadir, göründüğü kadar “deli” değil... Ondan çok daha fazla deli ☺ Kalbi çok temiz, aklına geleni direkt söyleyen, saf ama bir o kadar da dobra bir adam. Seyircinin bazen kahkahalarla güleceği, bazen de “Vay be” deyip hüzünleneceği bir karakter. Benim için çok heyecanlı çünkü uçlarda birini oynamak oyuncuya her zaman alan açıyor.
Böyle karakterlere hazırlanırken nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Ben genelde gerçek hayattan besleniyorum. Çevremde gördüğüm, tanıdığım insanlardan parçalar topluyorum. Bir de biraz çocuk kalbiyle yaklaşmaya çalışıyorum. “Kadir olsa ne yapardı?” sorusunu sürekli kendime sormak işin en keyifli kısmı.
Sete ilk geldiğiniz gün neler hissettiniz? Sivrihisar’a daha önce gelmiş miydiniz?
İlk günümde gerçekten çok heyecanlandım. Sette herkes çok sıcak karşıladı. Daha önce Sivrihisar’a yolum düşmemişti ama geldiğimde buraların havası, insanları bana hiç yabancı gelmedi. Çok samimi bir ortam var.
Seyirci Kadir’den nasıl sürprizler beklemeli?
Kadir’in öngörülemez tavırları var. Bazen çok komik, bazen çok duygusal. Seyirci “Ne yapacak acaba?” diye merak edecek. Onu keyifli kılan da bu.
Uzun soluklu dizilerde oynamak nasıl bir deneyim? Zorluk hissettiniz mi?
Tabii ki uzun soluklu dizilerin temposu farklı oluyor. Bir de oturmuş bir kadroya sonradan katılmak ilk başta insanı tedirgin edebilir. Ama ekip öyle güzel bir ortam yaratmış ki ben hiç yabancılık çekmedim.
Sizi genelde güldüren projelerden tanıyoruz. Bu sizin özellikle tercihiniz mi?
Ben gülmeyi, güldürmeyi seviyorum. O yüzden komedi projeleri bana daha cazip geliyor. Ama sadece güldürmek değil, insana dokunan hikâyelerde yer almak daha önemli benim için.
Oyunculukta sizi en çok motive eden şey nedir?
Seyircinin kalbine dokunabilmek. Bir insan bana “Senin oynadığın sahnede çok güldüm” ya da “Orada gözlerim doldu” dediğinde, işimi doğru yaptığımı hissediyorum.
Sosyal medyayla aranız nasıl?
Ben sosyal medyayı daha çok işlerimle ilgili haberleri paylaşmak ve seyirciyle bağ kurmak için kullanıyorum. Ama çok fazla içine düşmemeye çalışıyorum çünkü bazen yorucu olabiliyor.
Kariyerinizde dönüm noktası olarak gördüğünüz proje hangisidir?
Benim için dönüm noktası “Kardeş Payı” oldu. Çünkü yazarlıktan oyunculuğa geçişim orada gerçekleşti. Kamera önüne ilk kez o projede çıktım. Hem çok şey öğrendim hem de “Ben bu işi gerçekten sevdim” dedim.
Kamera arkasında Emrah Kaman nasıldır?
Ben genelde esprili, ortamı yumuşatmaya çalışan biriyim. Zaten gülmeyi çok seviyorum. Ama aynı zamanda işine çok ciddi yaklaşan biriyim.
Siz büyük şehirde mi yoksa Anadolu kültürü içinde mi yetiştiniz?
Büyük şehirde büyüdüm ama Anadolu kültürü hep içimde vardı. Ailemden, çevremden öğrendiğim değerler bana çok şey kattı. O yüzden Gönül Dağı’nda yer almak benim için çok özel.
Türk dizilerindeki klişeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Açıkçası şiddet, entrika, intikam odaklı işlerin fazlalığı beni de yoruyor. Gönül Dağı gibi sevgi, saygı, dayanışma anlatan işler çoğalmalı. Özellikle gençler için çok daha faydalı olur.
Sizi en çok ne mutlu eder, en çok ne kızdırır?
En çok insanlarla samimi bağ kurmak mutlu eder. En çok da haksızlıklar kızdırır.
Kariyerinizde “keşke” dediğiniz bir an oldu mu?
Her işten bir şey öğreniyorum. O yüzden çok “keşke” dememeye çalışıyorum. Ama tabii ki insanın ufak pişmanlıkları oluyor, onlar da insana yol gösteriyor.
İleride kendinizi hangi filmde başrol oynarken hayal ediyorsunuz?
Şükürler olsun, bugüne kadar hayalini kurduğum her şeyi yaşadım. Artık tek isteğim, bana huzur veren, içimi rahat ettiren işlerde yer almak…
Gençlere umut ışığı olması için neler yapılabilir?
Bence gençlerin hayal kurmasına alan açmak çok önemli. Onların önüne engeller değil, yollar açmalıyız. İmkan verilirse zaten çok güzel işler çıkarıyorlar.
Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Mümkün olduğunca doğada vakit geçiriyorum. Spor yapıyorum, okuyorum. Sağlıklı yaşamaya özen gösteriyorum.
Son mesajınız?
Beni Gönül Dağı’nda izleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Umarım Kadir’i seversiniz, çünkü ben onu oynarken çok sevdim.
