Yeraltı dünyasının sert yüzüyle büyümüş, elinde yalnızca öfke ve adalet duygusu kalmış bir adam. Ama en büyük hayali aslında çok basit: Sıcacık bir aile sofrası.
Onun hikâyesi, hem incelikli bir sevdanın hem de hayata tutunma çabasının öyküsü olacak.
Kimi zaman sert, kimi zaman esprili tavırlarıyla çevresindekilere yön veren bir karakter. Göründüğünden daha derin bir tarafı da var; herkesin aklında yer edecek.
Kendi doğrularıyla yürüyen Ayla, hikâyede hem şaşırtan hem de düşündüren adımlar atacak.
Kendi dünyasında tek doğru vardır: Daha fazlasına sahip olmak. Ama bu hırs, hem en büyük gücü hem de en zayıf yanı olacak.
Kendi acılarıyla sınanmış, yılların yükünü omuzlarında taşıyan bir kadın. Yorgun ama dimdik, kırılmış ama yine de şefkatli. Evlatları için verdiği mücadele onun en büyük gücü.
Hayatı keskin bir bakışla okuyan bir adam. Balık tutarkenki sabrı, aslında hayata bakışının da aynası. Hikâyede bazen yol gösteren, bazen de şaşırtan sözleriyle akılda kalacak.
Mahallenin en renkli yüzlerinden biri. Hayatı fazla ciddiye almayan, günü birlik yaşayan Adem, bazen söylediği bir sözle herkesi güldürür, bazen de hiç beklenmedik anda düşündürür. Onun için yaşamın tek kuralı vardır: “Anı yaşamak.”
Sessizliği, bazen sözlerinden daha çok şey anlatır. Sezen’in varlığı, hikâyede dengeleri değiştirecek kadar derin ve etkili olacak.
Küçük yaşına rağmen etrafına ışık saçan bir kalp. Dünyayı kendi hayalleriyle, kendi renkleriyle gören Ayşe, masumiyetiyle herkese umut olacak. Onun varlığı, hikâyenin en saf ve en duygusal yanını temsil ediyor.