Salı 20.00

Mehmed: Fetihler Sultanı Bölümleri

62. Bölüm
62. Bölüm

Osmanlı ordusu Karadeniz’in kilit kapılarından birine doğru ilerlerken, şehir surlarının ardında yalnızca taş ve demir değil; ihanet, hırs ve kanla örülü hesaplar da beklemektedir. Bir yanda farklı cephelerden eş zamanlı ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, diğer yanda şehir içinde kurulan ölümcül tuzaklar… Sokak sokak, kapı kapı ilerleyen bu mücadelede hiçbir zafer kolay kazanılmayacaktır. Şehzadeler, paşalar ve akıncılar, dar sokaklarda beklenmedik direnişlerle karşılaşırken; kişisel hesaplar, intikam duyguları ve geçmişten gelen düşmanlıklar savaşın seyrini değiştirmeye başlar. Şehir düştü sanılırken, asıl mücadelenin surların içinde başladığı anlaşılır. Sultan Mehmed, ordusunun kader anında tarihe geçecek bir karar alır ve savaşın merkezine doğru ilerler. Bu hamle, yalnızca bir askeri hareket değil; devlet aklının, cesaretin ve kaderin yeniden yazıldığı bir dönüm noktasıdır. Öte yandan entrikalar yalnızca savaş alanıyla sınırlı değildir. Kaçış planları, gizli geçitler, zindanlar ve karanlık ittifaklar, imparatorluklar arası hesaplaşmayı daha da derinleştirir. Uzak coğrafyalara uzanan bu satranç oyununda, herkesin bir planı vardır… Ama kimin kimi beklediği bilinmez. Şehrin fethine giden yolda; kılıçlar kadar akıl, sadakat kadar ihanet, cesaret kadar korku da sınanacaktır. Tarih, bir kez daha sadece kazananları değil, beklenmeyen yüzleşmeleri de yazacaktır.

61. Bölüm
61. Bölüm

Pontus surlarının çöktüğü noktadan içeri sızan Akıncılar, Draven’ın kurduğu kanlı tuzağa karşı kahramanca direnmeye çalışır. Bu haber Mehmed’e ulaştığında, yaşananların askerî bir hatadan değil, içlerindeki hainin hamlesinden kaynaklandığını anlar. Akıncı Mustafa’nın Pontus’tan getirdiği malumatlarla Mehmed şüphesini Vlad Tepeş’e yöneltir. Vlad’ın zihnini karartan “Vlaciu” fısıltıları ise Bayezid’i bile tedirgin eder. Bu sırada Pontus’un megadükü Yorgo, Mehmed’e gizli bir vaatte bulunur: “Bir gün içinde kapıyı açacağım ve İmparator’u teslim edeceğim.” Ancak Draven, Yorgo’nun niyetini sezer ve onu adım adım takip eder. Yorgo ağır bir saldırıya uğrar; kapıyı açıp açamadığı ise bilinmezliğe gömülür. Vaat edilen saat geldiğinde karargâhta herkes gözünü sur kapılarına diker. Ne bir işaret vardır ne de Yorgo’dan bir haber…Kapılar açılacak mı, yoksa Yorgo çoktan susturuldu mu? Bu belirsizliğin içinde Mehmed kararını verir. Şahi topları Notia surlarına ateş açar; her gürleyişte taşlar yerinden sökülür. Açılan gedikten Yeniçeriler, lağımcılar ve akıncılar hızla şehrin içine ilerler. Tam o anda Eren’in rüyasında Ulubatlı Hasan’dan aldığı emanet gerçeğe dönüşür. Yaralı halde burçlara tırmanır ve ok yağmurunun altında üç hilalli sancağı diker. Sancağın dalgalanmasıyla şehir susar; Pontus’un kaderi kesinleşir. Ancak gölgelerde başka bir hesap vardır. Mehmed’le son konuşmasının ardından karargâhtan ayrılan Vlad Tepeş, karanlığın içinde fısıldar: “Mehmed içindeki Fatih’i öldüremedi… Bunu onun yerine ben yapacağım.”

59. Bölüm
59. Bölüm

Zeynel'in kaybıyla sarsılan Osmanlı ocağı, Sultan Mehmed'in kararlı duruşuyla yeniden kenetlenir. Mehmed, "Kanımızı yerde koymayacağız!" diyerek intikam yeminini ilan ederken, Kurtçu ve Bali Bey arasındaki gerginlik yerini Pontus'a karşı ortak bir hedefte birleşmeye bırakır. İçeride yaşanan beklenmedik yüzleşmeler, dışarıdaki düşmanlıkların gölgesinde şekillenirken eski hesaplar kapanır, yeni ittifaklar doğar. Pontus cephesinden yükselen rüzgârlar, Osmanlı’ya karşı kurulan planların büyüdüğünü gösterir. Komnenos’un öfkesi, Uzun Hasan’ın Pontus’a yaklaşan desteği ve sarayda yankı bulan diplomatik adımlar, bölgedeki güç dengesini hiç olmadığı kadar hassas bir noktaya taşır. Mehmed ise karşısında yükselen bu yeni tehdide karşı zamanla yarışırken, devlet erkânı arasında bile farklı sesler yükselmeye başlar. Doğu cephesinde ise Akkoyunlu tehdidi yaklaştıkça tansiyon yükselir. Şehzade Beyazıd ve Mustafa, babalarının emriyle kritik bir tahkimat görevi üstlenirken Osmanlı ordusu ise zorlu coğrafyada ilerlerken hem doğanın hem de görünmeyen tuzakların gölgesine düşer. Kadırga Yaylası’nda yaşanan ordu içindeki anlaşmazlıklar, Sultan Mehmed’in ordusuna gücünü yeniden hatırlattığı bir dönüm noktasına dönüşür. Mehmed, askerin içine girerek yaptığı etkileyici konuşmayla onlara yeniden ruh ve gayret aşılar. Ancak Sultan Mehmed ve ordusunu bekleyen asıl tehlike ileride bekliyordur…Gelevera Vadisi’nde…

57. Bölüm
57. Bölüm

Mahmud Paşa’ya yapılan suikast girişimi ve Basat’ın ölümü, tüm gözleri Vlad Tepeş’e çevirir. Üzerindeki kan izleri ve çelişkili sözleri kuşkuları artırır ancak, Mehmed delil yetersizliğinden onu serbest bırakır. Bu karar, karargâhta derin bir tedirginlik ve şüphe rüzgârı estirir. Orta Ağası Zeynel’in cezalandırılmasına karar verildiğinde, Yeniçeri Ağası Kurtçu Doğan kendi canını ortaya koyar. Bu fedakârlık Mehmed’in yüreğinde yankı bulur, Zeynel affedilir. Ancak Kurtçu’nun içindeki şüphe sönmez; Vlad’ın o geceki hareketlerini araştırmaya başlar. Tam her şey açığa çıkacak gibiyken, Vlad Pontus’tan büyük bir zaferle döner. Getirdiği kutsal emanet ve kurtardığı esir, Mehmed’in gözünde onu yeniden “kardeş” mertebesine taşır. Kurtçu susar, ama hakikat sessizliğin ardında yankılanmayı sürdürür. Bu sırada Konstantiniyye’de, Şehzade Beyazıd kendi vicdanıyla yüzleşmektedir. Gülperi’nin babası Kasım Bey’in emriyle kendisini öldürme planı açığa çıkar, fakat Beyazıd intikam yerine merhameti seçer. Sultan Mehmed, devletin bekası için İsfendiyaroğlu üzerine sefer emrini verir. Fakat Pontus İmparatoru Komnenos, Osmanlı ordusuna arkadan saldırması için Draven’i harekete geçirir. Kılıç kında, hüküm dilde; seferin sırrı Sultan’ın sükûtundadır. O sükût ki nice fırtınayı susturur, nice devri yeniden başlatır. Ve Sultan, kararıyla tarihin kapısını bir kez daha aralar.

56. Bölüm
56. Bölüm

Karargâhta bütün dengeleri bozan bir suikast girişimiyle perde açılır. Sadrazam Mahmud Paşa ağır yaralanır; Sultan Mehmed ise öfkesini içine gömerek, haini bulmadan nefes almayacağına yemin eder. Karaman elçilerinin kanı ve ortaya çıkan hançer, büyük bir fitnenin habercisidir. Devletin merkezinde, görünmeyen bir el düğümlere düğüm eklemektedir. Molla Lütfi’nin dikkatle takip ettiği izler, Vlad’a uzanan şüpheleri kuvvetlendirirken; sorgu odasında atılan her söz, kılıçtan keskindir. Vlad’ın karanlık geçmişi, onu yalnızca suçlu değil; büyük bir oyunun da anahtarı hâline getirir. Mehmed’in adaleti, ihaneti saklandığı yerden söküp çıkaracak kudrettedir. Karargâhın içinde ise saflar keskinleşir. Yeniçeriler ve Solaklar’ın kılıçları birbirine değer, ordu bir anda bölünmenin eşiğine gelir. Tam gerilim doruğa ulaşmışken, Mahmud Paşa’nın yeniden ayağa kalkışı, fitnenin boynuna geçirdiği kement gibidir. Bu sırada Osmanlı topraklarında farklı bir cephede, görünmez düşmanın gölgesi hissedilir. Kimlerin kimlerle ittifak kurduğu, hangi ellerin hangi kılıçları tuttuğu henüz açığa çıkmamıştır. Her adım, yeni bir tehlikenin kokusunu taşır. Ve Danişmend yadigârı topraklarda yapılan gizli bir görüşme…Sözler fısıltıyla söylenir fakat sonuçları bütün bir coğrafyanın kaderini değiştirmeye adaydır. Seferin yönü yeniden şekillenir; devletin kudreti, düşmanlarının ummadığı yerden doğacaktır.

54. Bölüm
54. Bölüm

Sarayda dengeler yeniden kurulur, gizli ittifaklar değişir, yürekler ile devlet aklı bir kez daha karşı karşıya gelir. Sadrazam Mahmud Paşa, Zağanos Paşa’yı yeniden divana aldırarak güç terazisini kendi lehine çevirmeye çalışır. Şehabeddin Paşa’nın üzerindeki baskı artarken, Mehmed’in iki eski lalası arasındaki sarsılmaz bağ yeniden sınanır. Ancak bu kez, geçmişteki bir seferin karanlık sırrı ortaya çıkmak üzeredir. Öte yanda, Şehzade Beyazıd, Mehmed’in buyruğuyla Gülperi Hatun’la siyasi bir nikah kıyar. Fakat gönlündeki Julia’nın gölgesi, bu evliliği daha ilk andan itibaren bir hesaplaşmaya dönüştürür. Gülperi’nin, babası Karamanoğlu İbrahim Bey’e yazdığı mektuplarda saklı olan planı ise, sarayda yaklaşan bir felaketin habercisidir. Pontus’ta Vlad ve Karatuğlar, kutsal emanetlerin izinde ölümle yarışır, bu emanetler yalnızca bir inanç sembolü değil, dinlerin ve imparatorlukların kaderini değiştirecek kudrettedir. Fakat Komnenos’un Papaz John’la kurduğu gizli ittifak ve Vlad’ın karanlık sırları, bu arayışı kanlı bir hesaplaşmaya dönüştürür. Karamanoğulları Beyliği’ne sefer kararı alınmıştır, ancak Pontus’tan gelen haberler dengeleri değiştirir. Kutsal emanetlerin Avrupa’ya geçme tehlikesi, yeni bir Haçlı ittifakının doğabileceği ihtimalini gündeme taşır. Mehmed, planlarını gözden geçirir; önce seferi erteler, ardından kararını yeniden verir. Artık yönü yalnızca Sultan’ın bildiği bir sefer vardır. Hedef belli, karar gizlidir! Zırhını kuşanır ve tek bir cümleyle hükmünü verir.

123
...
6